31 Ocak 2012 Salı

Genç Werther'in Acıları

Hala tatilimin devam ettiği şu günlerde elimde Goethe'nin ilk kitabı olan Genç Werther'in Acıları var...Kitabı çok beğendim.Son 40 sayfasındayım şuan ama beni etkileyen birçok cümle oldu.Bunları paylaşmak istedim...Sevgiler....


"İnsan soyu tek bir kalıptan çıkmadı.Çoğu,yaşayabilmek için günlerinin büyük bir bölümünü çalışarak geçirir ve özgürlük olarak artakalan zaman onları o kadar kaygılandırır ki,ondan kurtulmak için denemedik şey bırakmazlar.Ey insanın alınyazısı!"

"Çoğu kez kendimizde bir eksiklik duyarız ve tam da o eksikliğini duyduğumuz şeye bir başkası sahipmiş gibi gelir bize;o kişiye hem kendi sahip olduklarımızı hem de üstüne üstlük belirli bir ülküsel huzuru atfederiz.Böylece kendi yapıntımız olan bu mutlu kişi tamamlanmış olur"

"Nasıl da çocuktur insan! Bir bakış için nedir bu açgözlülük! Nasıl da çocuktur insan!"

Memleketimden Kar Manzarası


Birkaç gündür garip bir hava vardı Alaçamda.Aşırı bir fırtına ve rüzgar...Ha bugün kar yağıcak ha yarın yağıcak derken dün akşam itibari ile Samsun/Alaçamda da kar yağdı ve işte manzara bu...Az önce evimin balkonundan çektim...Ben susayım fotoğraflar konuşsun :)

30 Ocak 2012 Pazartesi

Samsunda Dostumla :)



Yarı yıl tatiline girdiğimiz bugünlerde ne yapsak diye düşündük.İstanbuldan çok yakın bir arkadaşımı Alaçam davet ettim.O da sağolsun beni kırmadı ve hemen geldi :) zaten görev nedeniyle burdaydı ama istanbula ailesinin yanına tayin istedi ve gitti.Neyse uzun lafı kısası 3 gündür birlikteyiz ve beraber çok güzel zaman geçirdik.Daha önce arkadaşım burdayken gidemediğimiz birkaç yere gittik.Cumartesi günü samsun çiftlikte 1890 adlı bir konakta harika bir kahvaltı yaptık.Deyim yerindeyse masamızda kuşsütü eksikti...Ardından 56larda Sarı Zeybek adlı bir kafe keşfettik çok güzel bir yerdi..Aklımıza hemen Can Dündarın Atamızın son 300 gününü anlatan kitabı geldi ve biz de içeri girdik.Gayet hoş bir servis ve karşılama oldu.Güzel bir tiramisu yedik.Tam damak tadımıza göre idi...Dün de havanın güzelliğine aldanıp yakakente gittik ve orada Nigar Ablanın Yerinde harika mantılarımızı yedik.Ama böyle giderse gelsin kilolar olacak ya ondan korkuyorum...Her neyse can boğazdan gelir diyerekten eğer bir gün yolunuz samsuna düşerse anlattığım yerleri değerlendirmeniz dileğiyle...

24 Ocak 2012 Salı

Bakalım irem ne okuyormuş?

Malumunuz 20 ocak 2012 günü bendeniz minik papatyalarıma karnelerini verdim ve çok fena bir şekilde tatile girdim.Bir yandan filmler bir yandan kitaplar...inanılmaz güzel geçiyor tatilim.Tabi bir yandan da ev kızı moduna girdim umarım çıkmakta zorlanmam :P
Her neyse..Bugünlerde iki kitap birden okuyorum..Biri Oğuz Atay'ın kaleminden Tutunamayanlar,diğeri çok sevdiğim Murathan Mungan'ın Eldivenler ve Hikayeler kitabı...
Tutunamayanları okurken uzun süre tutunamıyorsunuz.Çünkü ağır bir kitap ama bir o kadar da etkileyici.Murathan Mungan'ın kitabı da ilginç öyküleri okurken aklınızda bazı soru işaretleri de bırakabiliyor.

Ama iki kitabı da çok seversiniz eğer alırsanız..Şimdiden keyifli okumalar :))

22 Ocak 2012 Pazar

90lar Ahhh 90lar...

Dün akşam Okan Bayülgen'nin programında konu 90lardı...O kadar çok eğlendim o kadar çok beğendim ki anlatamam.Resmen çocukluğuma geri döndüm.Günümüzde birçok şey değerini yitirmişken 90lara geri dönmek ilaç gibi geldi diyebilirim...Bir twitter kullanıcı olarak da akşam sık sık takip ettim herkes bence 90lar diyerek başladı ve 90ların kendisi için ne olduğunu yazdı çizdi.Buna ben de dahil.
Bence 90lar kuzenim ümitle kedi fare gibi kavga edip 5 dakika sonra canciğer kuzu sarması olmaktı
Bence 90lar kimin eli kimin cebinde belli değil dediğimiz "yalan rüzgarı,cesur ve güzel" dizilerini izlemekti
Bence 90lar "rosalinda,marimar,maria mercedes" gibi diziler başladığında annem,teyzem ve anneannem üçlüsünün televizyon başında yer almasıydı
Bence 90lar "tom ve jerry,temel reis ve safinaz,taş devri,riche rich,jetgiller" gibi güzel çizgi filmlerdi
Bence 90lar "alf'i" izleyip kahkaha atmaktı
Bence 90lar çılgın bediş'te oktay ve bedişin aşkıydı :)
Bence 90lar şemsiye çikolata yemekti
Bence 90lar "Full House/Bizim Ev"di
Bence 90lar Barış Manço idi.Hem de 7de 77ye..Onun her gün dişlerinizi fırçalayın,ıspanak yiyin,11 yaşına kadar arabanın arka koltuğunda oturun öğütlerini severek yerine getirmekti
Bence 90lar Kerim Tekin idi





Bence 90lar şuan da yaptırmayı kesin kafaya koyduğum permalı saçlardı :)
Bence 90lar Süper Baba gibi harika bir diziydi
Şimdi sevgili 90lara sesleniyorum:Lütfen geri gel...İçimizi ısıttığın bunca şeyi ve çocukluğumu da yanına alarak geri gel...

12 Ocak 2012 Perşembe

Because The Night Belongs To Lovers/ Cunku Geceler Sevgililere Aittir...

Cumartesi günü evde sular yok diye Samsun'a attım kendimi yine.Ve tabi hemen D&R'a...Orada bir kitap çarptı gözüme adı"Çoluk Çocuk".Şarkıcı Patti Smith'in.Kendisini en güzel başlıkta da yazdığım gibi "Because The Night Belongs To Lovers"adlı şarkısı ile tanıyabilirsiniz.Kitapta kendi yaşamını anlatmış.Hatta Johnny Depp bile bu kitap için "Bir başyapıt,daha önce hiç açılmamış bir hazine sandığının içini görmej ayrıcalıklı ibr davet." demiş
Bence de öyle...
Kitaptan bir alıntı ile yazıma son veriyorummmm...
"Yaşlıca bir çift önümüzde durup alenen bizi incelemeye başladı.Robert ilgi çekmekten hoşlanıyordu,heyecanla elimi sıktı."Hadi fotoğraflarını çek," dedi kadın,hayretler içindeki kocasına."Sanatçılar galiba." "Hadi canım," dedi adam,omuz silkerek."Çoluk çocuk bunlar."

8 Ocak 2012 Pazar

İçinde Yaşadığım Deri/The Skin I live In

Birkaç gündür Alaçam'da sularımız boru değişiminden dolayı kesikti.Ancak akşamdan akşama tekrar geliyor.Ben de dün kendimi yine Samsun'a attım.Orada gezinirken sinemanın önünden geçtim ve orada yazımın da başlığı olan "İçinde yaşadığım deri"adlı bir filmin afişini gördüm.Ne yazık ki vaktim kısıtlı olduğu için sinemaya giremedim.Ama filmin adını not aldım ve bugün hazır pazar günüm boş dedim ve nette bu filmi bulup izledim.Oldukça ilginç bir filmdi.Gerçekten sinirleri güçlüyse bir insan bu filmi izlemeli.Ne korku ne gerilim filmi.Ama etkisi uzun süren bir film...
Başrolde Antonio Banderas var.Her ne kadar kendisini pek sevmesem de bu filmde iyiydi.Eşi trafik kazası geçiriyor,ölmüyor ama canlı canlı yanıyor.Bir gün kendi halini camda yansımadan görünce dayanamıyor ve intihar ediyor.O günden sonra plastik cerrahı olan doktorumuz Robert (Antonio Banderas) kendisini insan derisi üretmeye veriyor.Olaylar da böyle gelişiyor.Filmin sonlarına doğru ağzınız uzuuun süre açık kalacağı için bu filmi yalnız izlemeyin.
Sevgiler :)

5 Ocak 2012 Perşembe

Annem Hakkında Herşey /To Do Sodre Mi Madre/All About My Mother

Oğlu Esteban'ın üzerinden araba geçmiştir ve Manuela'nın ağlamaktan göz pınarları kurumuştur. Karanlıklar ardında geçmiş ve gelecek içiçe geçer. Aynı gece hastanede Manuela beklerken oğlunun günlüğüne göz atar...Trajik olayın ardından rastlantılar benzer dünyaları olan insanları biraraya getirir ve herkesin birbirini zenginleştirdiği bir paylaşım başlar. İspanyol sinemasının dahi yönetmeni Pedro Almodovar'ın son derece etkileyici bir filmi. Kadınlara ve annelere ithaf edilmiş, son derece hüzünlü ve keyifli bir başyapıt...

2 Ocak 2012 Pazartesi

Gone With The Wind/Ruzgar Gibi Gecti

Cumartesi günü annemle Samsun'a alışverişe gittik.Kendimi hemen delisi olduğum D&R'a attım.O gün aklımdan kitap almak geçiyordu.Tabi istediğim kitabın filmini de alacaktım ama bulabilme umudum yoktu.Sonra raflara göz atarken bir de baktım ki aradığım tam karşımda :D
"Rüzgar Gibi Geçti..."
O kadar mutlu oldum ki anlatamam...Hemen aldım.Tabi kitabı da :) Eh kitap kurduyuz sonuça :)
Aslında planım önce kitabı okuyup sonra filmi izlemekti.Ama annem çok sabırsızlandı ve dolayısıyla izledik ama hayran kaldık :)
Kesinlikle izleyin ve okuyun arşivinizde yer etsin...Şimdiden keyifli seyirler ve okumalar :)))