26 Mart 2013 Salı

Nazan Bekiroğlu-Nar Ağacı/Quentin Tarantino-Ucuz Roman

Selamlar :))
10 günlük beraberliğimiz bu akşam bitti Nar Ağacı ile.İlk Nazan Bekiroğlu kitabımdı bu..Çok hevesle almıştım.Güzel başladı.Ama sonrasında ben hasta oldum,araya birkaç şey girdi o bakımdan elimde çok süründü bu kitap.Dolayısıyla çok adapte olamadım.O bakımdan hani tavsiye eder miyim bilmiyorum.Genelde okuduğum yorumlarda herkes çok beğenmiş.Başka zaman okursam tekrar belki ben de sevebilirim.O yüzden sorun sende değil bende nar ağacı...

ARKA KAPAKKameriyeye ben de göz atıyorum. Âh Settarhan!

Benim saf, dünyadan bîhaber, kanayaklı ama kendisini dünyanın bütün galesinin de ortasında buluveren dedem.Azam'ın kazazedesi, Sophia'nın kafası karışık âşıkı, Tebriz-Tiflis-Batum-Bakü hattında tacir; yanık, kavruk, yaralı ama bir o kadar da hayat dolu, alnını rüzgâra vermiş öylece oturuyor."Demek burada gördüler birbirlerini" diye geçiriyorum içimden gülümseyerek.İçim içime sığmıyor. Kolay değil, dedemle anneannemin ilk görüşmelerine tanık oluyorum.

Ucuz Roman..Quentin Tarantino...Bu yönetmene hayranım zaten..Sevdiğim oyuncuları da bir araya getirmiş John,Uma,Bruce gibi daha ne olsun..Biraz kanlıydı ama harika bir filmdi.Ben çok beğendim.Uzun zamandır film listemde yer alıyordu.Artık ona da bugünün izleme tarihini büyük bir zevkle yazabilirim defterimde :)

Bu akşamlık bu kadar...
Sevgiler :)



24 Mart 2013 Pazar

Tess Gerritsen-Gölgesizlerin Tutkulu Dansı



 Tekrar merhaba :)
Bugünün 2.postuyla karşınızdayım.Bu kez sizlere bitirdiğim kitabı anlatmak istiyorum :)Kitap resminden de anlaşılacağı üzre Tess Gerritsen'dan.Eeee artık herkes benim Tess Abla hayranı olduğumu biliyor.O bakımdan 2-3 kitapta bir muhakkak araya bir Tess abla sıkıştırıyorum.Bu da onun son kitabı.Tess abla bu kez sanki biraz çizgisinden çıkmış gibi geldi bana.Tamam heyecan yine üst seviyedeydi.Yine soluksuzdu.Ama kitabın sonu biraz oldu bittiye gelmiş gibi geldi bana (nasıl bir cümle olduysa bu da artık :P )
2 gölgesiz var bu kitapta.Tesadüfen karşılaşıyorlar ve Kaşmir Gözü adlı bir eserin peşinde olan bir kadın.Ve aşık olduğu adam.Farklı bir kitaptı benim için.Dediğim gibi sonu oldu bittiye gelmiş olsa da yine de güzeldi.Eh Tess abla neylerse güzel eyler :) Okuyunuz efenim.
Benden bu haftalık bu kadar.Şimdi gidip ojelerimi silicem,sonrasında duş alıcam,yeni ojelerimi sürüp yeni haftaya hazırlanıcam :)
Herkese güzel bir hafta ve sendromsuz bir pazartesi diliyorum :)
Sevgiler...

ARKA KAPAK
Tesadüf eseri aynı anda, aynı yerde farklı amaçlarla bulunan iki gölgesiz… Servet değerindeki sanat eserleriyle yüklü olduğu söylenen bir gemi ve gemideki masum insanların katledilişi… Eski sevgilinin âşığına yazdığı mektuplar… Kazanç elde etmek için her yolu mubah gören bir adam…Tüm bu karmaşaların ortasında kaderin bir araya getirdiği iki yabancı, masumiyetlerini ispat etmeye çabalarken bizleri komplo,trajedi ve tutkulu bir aşkın içine çekerek, heyecan dolu bir maceraya sürüklüyor.

Akira Kurosawa-Seven Samurai / Rajkumar Hirani-3 Idiots (Film)

Herkese merhaba :)
Aslında bu postu daha önce yazacaktım ama içimden yazmak ancak bugün geld.Ben de şimdi karşınızdayım.2 tane film izledim bu hafta.İlki 1954 yapımı bir Japon filmi.7 Samuray..İlk kez bir Akira Kurosawa filmi izledim.Film bana Ondan kalan tek şey oldu.Uzun süre elimi bile süremedim.Her şeyi yok ettim ama nedense bu filme kıyamadım.İyi ki de kıymamışım.Güzel filmdi doğrusu..Dayanışmayı,dostluğu anlatan iyi bir filmdi.Bu yüzden sana teşekkür ederim.Arşivimin en önemli filmlerinden biri olarak kalacak.

İzlediğim ikinci filmse bir Bollywood yapımı.3 Aptal...Bu filmi henüz izlememiş olan bir azınlık vardır eminim.Ben de o azınlığın içindeydim.Keşke daha önce izlemiş olsaydım.Harika bir filmdi.3 üniversite arkadaşının üniversite eğitimlerini alırken başlarından geçen maceraları yer yer komik yer yer duygusal,çoğunlukla da müzikal şeklinde ele almış bir yapıt.Hala izlememiş olan varsa acele etsin derim.Beğeneceğinizden eminim :)
Şimdilik bu kadar benden.İyi haftalar :)


17 Mart 2013 Pazar

2 Film (Operadaki Hayalet-Şeker Portakalı) 1 Kitap (Melissa Senate-Kırık Kalpler Tamircisi)

Merhabaaaaa
Postumun başlığı çok uzun oldu ama bu seferlik beni affedin olur mu? :)
Dün akşam çok şirin bir kitabı bitirdim.Ama bu aralar içimden pek yazmak gelmediği için birkaç şey birikince yazıyorum bloga daha iyi oluyor sanki...
Kitabın orijinal adı  The Secret Of Joy-Joy'un Sırrı.İlk aldığımda neden bu şekilde çevirdiler Türkçeye diye bir sordum.Okuyunca cevabını da kendim buldum.Kitapta iki kardeş var Rebecca ve Joy.Uzun yıllar birbirlerinden haberleri olmamış.Çünkü anneleri farklı kişiler.Babası ölmeden önce Rebecca'ya bir kardeşi olduğundan bahsediyor.Rebecca boşanma aşamasındaki çiftlere yasal danışmanlık yapan birisi.Kardeşi Joy da küskün çiftler için organizasyonlar düzenleyerek ya tamamen bitirmelerinde yada birbirlerine bir şans daha vermelerinde rehber oluyor onlara.İşte ben bu noktada neden kitap böyle çevrildi soruma cevap bulmuş oldum.Kitabı genel olarak beğendim.Ama hani bizlere bir şey kazandıracak bir kitap değil.Çerezlik.Zira ben de o niyetle alıp okudum.Çünkü bu aralar çerezlik kitaplara elim gidiyor sadece.Düzelecek.
Neyse kafa dağıtmak amaçlı okuyun derim.


Gelelim bugün izlediğim ilk filme.Uzun zamandır Operadaki Hayalet'i izlemek istiyordum.Ama bir türlü nette bulamadım.Her filmi almamaya çalışıyorum.Seçiciyim bu konuda.Kendi çapımda bir arşiv yapmak niyetindeyim.Filmi D&R'da da bakıyordum yoktu.Dün nihayet Samsun'da D&R'ın ikinci şubesinde buldum.Resmen havalara uçtum bulunca.Hemen arşive ekledim.Müzikal film olan bu eser tek kelimeyle büyüleyiciydi...Çoookkk çok ama çok beğendim.Herkes harikaydı tam rolüne göreydi.Ama birisi vardı ki ona bittim bittim.Kim olabilir bu tabi ki GERARD BUTLER!!!! Allahım bir insana her rol bu derece yakışır mı???Kendisine zaten hayrandım.Bu hayranlığım katlandı.Benim dışımda izlemeyen pek kalmamıştır.Eğer kalmışsa izleyin efendim.Şiddetle tavsiye ederim.

İzlediğim ikinci film ise Şeker Portakalı :)
Evet yanlış görmediniz Şeker Portakalı.Müstehcen(!) bulunan bu kitabın filmi olduğunu bilmiyordum.Dün görünce bana da çok sürpriz oldu ve sayesinde ağzım kulaklarıma vardı :D
Kitapta okuyup tanıdığım ve gözümde canlandırdığım karakterleri birebir sinemada görünce çok mutlu oldum.Özellikle de küçük Zeze'yi :))) Çok ama çok sevimliydi.Çok severek okumuştum ve bugün de çok severek izledim.Olur da elinize geçerse sizler de alın arşivinizde bulunsun derim.

Bu da filmin karton kılıfında filmden sahnelerin olduğu bir bölüm.Kestim ve kitap ayracı olarak kullanmaya karar verdim :) Şeker Portakalı'nın devamı olan Güneşi Uyandıralım ve Delifişek'i bu ayraçla okumayı planlıyorum :)
Benden şimdilik bu kadar.Dolu dolu bir cumartesi ve pazarın ardından yeni haftaya hazır sayılırım.Her ne kadar burun tıkaıklığı ve öksürükten mahvolsam da...
Keyifli ve sendromsuz bir pazartesi dileğiyle..
Sevgiler :)





13 Mart 2013 Çarşamba

Lorenzo Carcaterra-Suskunlar

Kaç zamandır twitterda gözüme çarpan sözler vardı.Altında da Suskunlar yazıyordu.Ben de bunu ilk başlarda İhsan Oktay Anar'ın Suskunlar adlı kitabından olduğunu zannederken instagramda bir arkadaşımın bu kitabı okuduğunu gördüm.Bu kitabın ilk önce filmini izlemiştim.Brad Pitt tutkunu olduğum bir dönemde.Filmin ismi Kardeş Gibiydiler/Sleepers.O kadar etkinlenmiştim ki...Hala izlediğimde tüylerim diken diken olur.Daha önce hep tvde izlemiştim ve haliyle sansürlenmiş şekildeydi.Sonrasında aynı isimde bir türk dizisi yapıldı ama onu o kadar sevemedim.Fakat dvdde izlediğimde etkisi çok daha fazla oldu.Hele bir de okuyunca...Az önce gözyaşlarıma engel olamadım bittiğinde..Hem filmin hem kitabın..
Üstelik yazanlar,çekilenler gerçek..Yazar kendisi ve 3 arkadaşı ile yaşamış buradaki iğrenç olayları...İğrenç diyorum çünkü yapılanlar yaşananlar tek kelimeyle iğrenç...İlgisiz aileleri olunca arkadaşlar haliyle birbirlerine tutunmuşlar.Bir gün hayatlarının en kötü hatasını yaparlar ve bedelini çok ağır öderler...Özetle ancak bu şekilde anlatabilirim.Kitabı okumadıysanız okuyun ve ardından da filmini hemen izleyin derim.Bence etkilenmeyen ağlamayan olmaz...
İyi geceler herkese...

ARKA KAPAK
"Carcaterra, tartışmalar yaratan gerçek yaşam öyküsü Suskunlar'da, Wilkinson Erkek Çocuklar Islahevi'nde geçirdiği yürek parçalayıcı ayları anlatıyor. Arkadaşlarıyla birlikte gardiyanlardan aldığı intikamı eşsiz bir üslupla aktarıyor. Suskunlar, kesinlikle heyecanlı bir kitap ama aynı zamanda yaşadığımızdan farklı bir hayata ilahi bir gönderme."

12 Mart 2013 Salı

Debbie Macomber-Melekler Korusun

Az önce tam romantik film tadında bir kitabın sonuna geldim.Dün gece ani bir istekle okumaya başladım ve hemen 135.sayfaya geldiğimi farkettim.Akıcı bir dille yazılmış,sade ve sıcak bir kitaptı.Lucie ve Aren'ı gülümseyerek hatırlayacağım sanırım :)
Yanısıra Aren'ın kardeşi Josie de aynı ben gibiydi...O karakteri kendime çok yakın buldum.Eğer okursanız ya da okumuşsanız demek istediğimi anlarsınız.Bu sıcacık kitabı okumanızı tavsiye ederim.Bittiğinde benim gibi bir gülümseme oluşacaktır yüzünüzde emin olun :)
İyi geceler...

ARKA KAPAK
Shirley, Goodness ve Mercy, meleklerin işlerinin asla bitmeyeceğini bilirler; hele yılın en güzel dönemi olan Noel'de. Yardımcı melekleri Will'i de kanatlarının altına alırlar ve New York'ta Times Meydanı'ndaki eğlenceleri izlemek için yola koyulurlar. Will, gece yarısı kalabalığın arasında tek başlarına duran iki yabancıyı fark ettiğinde, bunun yardım eli uzatmak için en uygun zaman olduğuna karar verir.

Lucie Ferrara ve Aren Fairchild, yılbaşı gecesi Times Meydanı'nda kazara olmuş gibi görünen çarpışmalarının ardından tanışırlar. Birbirlerinden hemen hoşlanırlar ve pek çok ortak yönlerinin olduğunu fark ederler. Ama kaderin cilvesi onları bir araya gelmeleri kadar hızlı bir şekilde ayırır. Lucie ve Aren'in birbirleriyle iletişime geçmeleri mümkün görünmemektedir artık.

Tabii eğer bir mucize gerçekleşmezse...

10 Mart 2013 Pazar

Steven Spielberg-Lincoln

Az önce listemde olan bir filmi daha izledim ve bir çentik daha attım film defterime...Lincoln...
Amerika Birleşik Devletleri başkanı Abraham Lincoln'ü anlatan bir film..Daha doğrusu kendisinin zencileri kölelikten,irade dışında çalışılmaktan kurtaracak bir yasayı meclisten geçirmek,onu insanlara kabul ettirmek için yaptıklarını konu almış güzel bir filmdi.Lincoln'ü canlandıran Daniel Day-Lewis'a hayran kaldım.Ki bence en iyi erkek oyuncu olarak aldığı oscarı da sonuna kadar haketmiş.Çünkü rolünde kaybolmuş...
Başlarda sıkıcı olsa da ben beğendim.Tavsiye ederim.
Yarın herkese sendromsuz bir pazartesi diliyorum.
Sevgiler

9 Mart 2013 Cumartesi

Ece Temelkuran-Düğümlere Üfleyen Kadınlar

Uzun zaman tadı damağımda kalacak bir kitap daha bitti az önce..Bugün Samsun'da hem gezdim hem bolca okumaya vakit buldum.İyi geldi doğrusu..
Ece Temelkuran'dan okuduğum ikinci kitap Düğümlere Üfleyen Kadınlar..Bir erkek tarafından canı yakılan bir kadın ve bu kadının intikamını almak için çölü geçen dört kadın.Hakikaten düğümlerime üflediler diyebilirim.Konusuyla,anlatımıyla ve karakterleriyle olsun..Çok çok sevdim ben bu kitabı..Erkeklere sesleniyorum buradan.Siz siz olun bence bir kadını üzmeden,ağlatmadan önce milyon defa düşünün derim.Zira acısı fena halde çıkabilir sizden.Artık hangi yolla olur nasıl olur bilemem..Özellikle yaşadığım şu üzüntülü günlerde bu kitaptaki kadınlar bana cümleleriyle güç verdiler diyebilirim.Teşekkürler Ece Temelkuran.Beni de üzmüş olan otursun düşünsün bence bir zahmet!
Benden bu kadar blogger dostlarım.İyi pazarlar.

ARKA KAPAK
 Çok Satan 'Muz Sesleri' Kitabının Yazarı Usta Gazeteci Ece Temelkuran'dan Yine Çok Satacak, Gündem Oluşturacak Bir Roman!..

Bir kadının kalbini fena kırmış bir adam...

O adamı öldürmek için çölü geçmeyi göze almış dört kadın...

Düğümlere Üfleyen Kadınlar bu yolculuğun romanı. Ne kadar sevilse de tamir olmayan o yaralı coğrafyada, Ortadoğu'da geçiyor. Saraylar devrilip, meydanlar dolarken sorular kalıyor geriye. Her yola en az bir soruyla çıkılır çünkü: Bir kadın ya da bir ülke nasıl sevilir sahiden?

"Amira, bize kadınları nasıl seveceğimizi anlatan bir kitap lazım. Yoksa hep böyle şapşal ve kavruk kalacağız. Bize kadınların nefesini genişletecek, o nefesin rüzgârına yelken açmamızı öğretecek bir kitap lazım. Yoksa biz ne kadar sevilsek tamir olmayız."



6 Mart 2013 Çarşamba

Amin Maalouf-Doğudan Uzakta


Mart Ayında instagramda,twitterda ve facebookta Stylo Punk adlı arkadaşımızın (Felesedeb) düzenlemiş olduğu "kitap kardeşliği" etkinliği için seçtiğimiz kitabımız Amin Maalouf'un Doğudan Uzakta kitabıydı.Kitap baştan sona çok güzeldi.Hemen okumaya başladığımda çok sevdim.Beni içine alan bir romandı.
Küçüklüğü doğu ülkesinde geçen fakat daha sonra Fransa'da yaşamına devam eden Adam'ın yıllar sonra ülkesine dönerek eski arkadaşları ile bir araya gelme çabası,ülkesini tekrar görmek üzerine olan çabasını ve bu sırada yaşadıklarını konu alıyor.Adam'a kitapta çok ama çok sinir oldum.Hele ki şu hassas zamanlarımda...Yani yanımda olsa boğabilirdim o derece...Neyse...
Kitabı şiddetle tavsiye ederim okuyun derim.Okuyunca Adam'a neden kızdığımı bence anlarsınız.
Sevgiler :)

ARKA KAPAK
Geçmiş... bıraktığın yerde mi hâlâ?

Amin Maalouf'tan unutulmayacak bir "eve dönüş" romanı.

Amin Maalouf'un merakla beklenen yeni romanı Doğu'dan Uzakta, kaderin ve tarihin acımasızlığında terk ettikleri yurtlarına dönen bir grup arkadaşın hikâyesini anlatıyor.

Doğu'dan Uzakta, bir yüzleşmenin romanı: Gençliklerinin en güzel dönemlerini bir arada geçiren, ülkelerinde patlak veren iç savaştan sonra farklı yerlere dağılan ve yıllar sonra, eski arkadaşlarından birinin cenazesi için tekrar ülkelerine dönen bir grup arkadaş... Açıkça belirtilmese de Lübnan İç Savaşı'nın getirdiği yıkımlara ve Ortadoğu coğrafyasının kültürel, tarihsel ve toplumsal sorunlarına dair çok çarpıcı gözlemlere de yer veren Doğu'dan Uzakta'da Maalouf, yine en iyi bildiği şeyi yapıyor: Doğu'yu anlatıyor.

2 Mart 2013 Cumartesi

Pascal Mercier-Lizbona Gece treni (Kitap) Tom Hooper-Sefiller (Film)

Ne zamandır alıp okumak istediğim bir kitaptı Lizbon'a Gece Treni.Birçok blogda ve arkadaşımda gördüm.Ben böyle herkeste gördüğüm kitabı hemen alıp okuyamıyorum.Aradan zaman geçecek,o furya bitecek ben ondan sonra başlayacağım.Huy işte...
Kitap güzel bir kitaptı.İlk sayfalarında hemen beni içine aldı diyebilirim.Ayrıca altını çizdiğim birçok cümle de oldu.Spoiler olur diye yazmak istemiyorum.Tavsiye edilir sevgili blogger dostlarım :)

ARKA KAPAK
Antik diller öğretmeni Raimund Gregorius lisede ders sırasında ansızın sınıftan çıkar, duyduğu Portekizce bir kelimenin büyüsüne kapılarak yaşadığı şehri, düzenli hayatını terk edip hakkında hiçbir şey bilmediği gizemli bir Portekizli'nin, doktor ve yazar Amadeu Prado'nun izini sürmek üzere Lizbon'a doğru trenle yola çıkar.

Tesadüfen eline geçen ve Prado'nun, hayat, aşk, yalnızlık, arkadaşlık, ölümlülük ve ölümle ilgili notlarının bulunduğu kitabın etkisinden çıkamayan Gregorius, dilini bilmediği, ilk kez gittiği bu yabancı ülkede ve bu olağanüstü yolculuğu sırasında Prado'nun hayatının değişik evrelerinde yer almış insanlarla bir araya gelip onun farklı söylencelerle dokunmuş hikâyesinin derinlerine iner. Bir yandan da kendi içsel yolculuğunu sürdüren Gregorius, Diktatör Salazar'a karşı savaşmış Amadeu Prado'nun kişiliğinde kendine ve insana ilişkin pek çok sorunun yanıtını ararken, bir başkası olmanın dayanılmaz çekiciliğine de karşı koyamayacaktır. Lizbon'a Gece Treni, sadece Avrupa'dan değil, kendi zihnimizden ve ruhumuzdan da geçen ve dönüşü belli olmayan bir yolculuğun çok sesli, unutulmaz romanı.

Ne filmdi ama diyerek bir giriş yapmak istiyorum.Az önce internette izledim bu güzel filmi.Daha doğrusu müzikali..Film çünkü müzikal olarak sunulmuş sinemaya..İnternetten izledim çünkü maalesef Samsundaki hiçbir sinema salonuna gelmedi :(
Victor Hugo'nun aynı romanında uyarlandığını artık herkes biliyordur bence.Ve bu blogu okuyan birçok insan 4 ciltlik Sefilleri okumuştur sanırım.Ben hariç tabi..Ne zaman Sefillerle ilgili bir şey duysam yada okusam veya görsem aklıma ilkokul 3.sınıfta Türkçe kitabımızda Sefillerden okuduğumuz küçük bir bölüm gelir.Hani şu Jean Valjean kapısını kendisine açan rahibin gümüşlerini çalıyor sa rahip onu polise vermiyor,çünkü onun çalmadığını kendisinin arkadaşına verdiğini söylüyor.İşte o bölüm..O ufak bölüm bile beni taa o zaman etkilemişti.Keşke okusaydım dedim bir kez daha..Okumadığım için utanç duyacağım bir eser daha işte..Çok başarılıydı bence.Tavsiyem izlemeniz üzerine efendim.Benden şimdilik bu kadar..
İyi pazarlar hepinize :)