Kasım ayı bitmişken ve bizler yılın son ayından 3 günü yaşamışken ben de sizlerle kasımda neler okuduğumu paylaşmak istedim.Buyrun bakalım :)
GÜL SUNAL-KEMAL HADİ GEL BİR KAHVE İÇELİM : Daha kapağını görür görmez çığlık attığım bir kitaptı.Ve görüdüğüm gün Allahtan Samsun merkezdeydim o gün Kitap Ağacı Samsun grubumuzun buluşma günüydü.Kitapçıya girdim ve aldım.Hemen o gün başlayamadım.Ama başladığım gün resmen akıp gitti.Hemen bitmesin diye ben çabaladım.Ama maalesef bitti...Ben böyle biyografik,otobiyografik yada anı tarzındaki kitapları çok seviyorum.Benim için yerleri gerçekten ayrı.Çünkü güzel insanlar kendilerini anlatıyorlar yada onu tanıyanlar anlatıyor çok seviyorum.Bu anı kitabını da Kemal Sunal'ın eşi Gül Sunal kaleme almış.Nasıl tanıştıklarından,neler yaşadıklarından ve Kemal Sunal'ı kaybettikten sonra nelerle karşılaştıklarını anlatmış.Yanısıra içinde resimler,belgeler de mevcut.Mükemmel bir arşivlik eser olmuş.
Herkese tavsiye ederim.Tüm Kemal Sunal severlerin severek okuyacağı ve kitaplığında bulunması gereken bir eser.
SARAH JIO-GÜNDÜZSEFASI: Ahhh Sarah ah...hep aynı tarz yazıyorsun ama nasılsa okutuyorsun kendini.Hem de daha alındğın gün...Bu kitap için babil.com sitesinin bana günlerce kargo göndermesini bekledim.Çünkü birçok kitap sitesinin elinde olmasına rağmen babil.com'a 25 kasımda geldi.çünkü öncesinde İstanbul Tüyap kitap fuarında satışa sunuldu.Bu yıl zaten pegasus ve arkadya yayınları fuara gidemeyenlere işkence yaptı.Fuara gidemeyenler fuarın bitmesini,kitapların dağıtımını beklemek zorunda kaldı ben gibi.Başta sipariş vermiş olsmasaydım çoktan başka siteden alacaktım.Ama ne yazık ki sipariş iptal bölümü de yok.Güya 1 günde teslim diyor ama bana tam 9 gün gecikmeli kargo geldi.Bir kez daha böyle olursa asla bu siteden alışveriş yapmicam.Neyse bunu anlattıktan sonra gelelim kitaba.Yine bildik bir Sarah Jio tarzı.Yine iki kadın ve onların birleştikleri bir nokta.Yine aşk ve işin içindeki çocuklar...Çok edebi bir yön beklememek lazım Jio'nun eserlerinden.Ama su gibi akıp gittiği için merak ettirdiği için okunuyor.Tatillerde en güzel tercihler arasında yer alabilir.
CAN DÜNDAR & HAMDİ GEZMİŞ-ABİM DENİZ : Bu kitabın da satışı ilk olarak tüyapta oldu.Ama dağıtımı çok uzun sürmedi.Zira kitabı gördükten birkaç gün sonra -fuar hala devam ederken- tesadüfen bafra migrosta gördüm.Tek bir taneydi.Sonradan yine gelmiş ama o gün tekti.Hiç etiketine bakmadan aldım.Son paramdı ona verdiğim ama değdi doğrusu...Deniz Gezmiş ile ilgili iki kitap daha okumuştum önceden.Erdal Öz-Gülünün Solduğu Akşam ve Nihat Behram-Darağacında Üç Fidan...Hepsi etkileyiciydi.Hepsi boğazımda bir düğüm bıraktı ve hepsinde ağladım.Ama bu kitap çok daha farklıydı.Hem Can Dündar'ın kaleme alması hem aile bireylerinin ağzından anlatımıyla inanılmaz güzellikte bir eser olmuş.İçindeki fotoğraflar belgeleri gördükçe insan ne hissedeceğini bilemiyor..Okurken sanki bir Can Dündar belgeseli izlemişim gibi oldum.Bu kitap bence herkesin kitaplığında olması gereken bir eser.Bu ara kim sorarsa bu kitabı tavsiye edeceğim uzun bir süre...
ELİF ŞAFAK-SAKIZ SARDUNYA: Oturup 40 yıl düşünsem Elif Şafak'ın bir çocuk kitabı yazacağı hayatta aklıma gelmezdi.Çünkü o her zaman beni işlediği konularla,cümleleriyle beni şaşırtan ve sevdiğim bir yazar oldu.Aslında bu defa da şaşırtmış oldu çünkü dediğim gibi hiç çocuklar için kitap yazacağını düşünmemiştim.Çok çok güzeldi kitap.İsmini evmeyen Sakız Sardunya'nın kitap sevgisi ile başlayan bu güzel minik hikaye resmen içimi açtı.Ama okurken de epey düşündürdü.Çevremdeki tüm lise düzeyi çocuklara bu kitabı hediye etmeyi planlıyorum.Eminim ki onlara da anlamlı gelecek.Ve dilerim bir gün Elif Şafak ile tanışabilirim.İşte o gün kendisine imzalatacağım 2 kitabından biri bu olacak.
PAULO COELHO-SİMYACI: Taaaa lise 1.sınıftayken okuduğum bu romanın Can Yayınlarının 25.yılına özel basımını bulunca aldım ve yeniden okudum.O zamanlar okuduğumda hiçbir şey anlamamıştım romandan.Ama şimdi bana daha farklı ve çok daha anlamlı geldi.Çünkü ilk okumamın üzerinden 10 yıl geçmiş.Bir kez daha 10 yıl girse araya ve yine okusam sanırım çok çok daha farklı hissederim.Kitabı çok sevdim.Hele içerisindeki renkli çizimler ayrı güzeldi.Ve okunan şeyleri daha somut kılmıştı.Çok çok beğendim.Santiago'nun inanış yolundaki macerası bana şimdi daha somut ve daha anlamlı geldi.Siz de eğer Simyacıyı okumak istiyorsanız kesinlikle bu basımı tercih edin.Azıcık tuzlu fiyatı ama elinize alınca değdiğini göreceksiniz.
ANDREW SHAFFER-EDEBİYATIN AYKIRI ÇOCUKLARI: Artık birçok yazarın geçmişini hayatını az çok biliyorum gibi.Ya dergilerde denk geldim yada onları anlatan kitaplar aldım.Bu kitap da onlardan biri.İçinde hem tanıdığım yazarları anlatıyordu Edgar Allen Poe,Oscar Wilde gibi.Tabi tanımadıklarım da vardı.Bu sefer bu kitap yazarların daha çok kötü taraflarını ele almış.Kötü alışkanlıklarından veya sapkınlıklarından bahsetmiş.Yer yer içiniz almayabilir bunlar ne pislikmiş diyebilirsiniz ama genel olarak güzel bir kitaptı.Okunasıdır yine de.
AZRA KOHEN/ AKİLAH-Çİ: Artık bu yazarı tanımayan ve Fi adlı romanını okumayan kalmamıştır.Kalsa da küçük bir azınlıktır sanırım.Fi Akilah'ın 2.kitabı.İlk kitabı Fi'nin devamı.Aynı karakterler kaldığı yerden devam ediyor.Bazı şeyler bu romanda da öyle somutlaşmış ki bir an içindeki insanları görmek,içindeki müzikleri dinlemek,dansları görmek,kokuları koklamak istiyorsunuz.Aslında artık serilere fazla yönelmeme kararı aldım ama artık başladım bir kere sonunu getirmemek olmaz.Şimdi sırada son nokta Pi var.Çıktığında derhal alıp okuyacağım.
KERİME AKSOY-SEVGİLİM İSTANBUL: Canım kitap dostlarımdan Hülyacım Çorlu'da yaşıyor normalde.Acayip okur ve bolca film tiyatro izler.Hatta tiyatro gurmesi bence kendisi artık.Benim bu yıl tüyapa gidemeyeceğimi öğrenince bana resmen tüyapı göndermişti sağolsun.Evimden o ortamı bana yaşattı kendisi.Buradan kendisine tekrar tekrar teşekkür ediyorum.Çünkü İstanbulda çok arkadaşım var ama ne yazık ki hiçbiri bana bu şekilde tüyapı yaşatmamıştı.İşte Kerime Aksoy'un bu kitabı da o gelen devasa paketten çıkan kitaptı.Diğeri de Aydın Boysan'ın imzalı kitabıydı.Onu henüz okumadım.Ama en kısa sürede okuyacağım.Sevgilim İstanbul en son d&r'a gittiğimde sürekli elime alıp bıraktığım bir kitaptı.Bir süre ertelemeiştim.Ama aklımda kalmadı değildi yani.Çünkü konusu ve kapağı çok ilgimi çekmişt.Nitekim Hülyacım bunu duymuş hissetmiş olacak ki paketten çıkıverdi bu roman ve ben çoookk ama çok mutlu oldum.Kitabı da hülya ile beraber okuduk.O benden önce bitirdi.Kitap 6-7 eylül olayları esnasında yaşanıyor.Tam Türk filmi tadındaydı.Yani filmi yapılsa böyle siyah beyaz harika olur.Kemal ve Mari'nin aşkı o kadar dokunuyor ki insana...Bazı yerlerde çok duygulandım.Güzel bir aşk romanı okumak isteyenlere tavsiyemdir.Ayrıca yazar şimdi ikinci kitabını yazıyormuş.O da Çanakkale savaşı döneminde yaşanan bir aşk hikyesi olacakmış bilginize.
İşte benim okuduklarım Kasımda böyleydi.Aslında daha fazla da okuyabilirdim ama bu ay bana bir tembellik geldi nedense anlam veremedim.İnşallah Aralık ayında çok daha fazla okuyabilirim.Vikitaptaki okuma hedefim 130 du bu yıl.Ben şuan tamamladım ve hatta 10 kitapla aştım.Şuan 140.kitabımı okuyorum.Becca Fitzpatrick-Siyah Buz.Siz neler okuyorsunuz lütfen yazın bana.
Film olarak da Kasım ayında sadece Çağan Irmak yapımı Unutursam Fısılda adlı filmini izledim.Çok beğendim.Bol müzikli ve duygulu güzel bir filmdi.Ddvdsi çıktığında muhakkak koleksiyonuma katacağım.
Şimdilik benden bu kadar.Kendinize iyi bakın sevgiler :)