15 Aralık 2012 Cumartesi

Türkan Şoray-Sinemam Ve Ben





Merhabalar selamlar iyi akşamlar :)))
Dün akşam bir güzelliğin sonuna geldim efendim.Ama saat çok geç olduğu için bloguma girip sizlerle paylaşamadım.Bugün de Samsun'a biraz kafa dağıtmaya gittiğim için dolayısıyla yazı biraz sarktı.
Bu kitabın çıktığını ilk öğrendiğim gün o kadar mutlu oldum o kadar sevindim ki anlatamam.Türk sinemasının Sultan'ından kendi sinema geçmişini okumak harika bir duyguydu.Baştan sona bir güzellik okudum diyebilirim.O kadar hoş bir şekilde aktarmış ki anılarını..İnanın elimden bırakamadım.Ve son sayfa da bittiğinde hem mutlu oldum hem kitap bitti diye üzüldüm.Umarım bir gün bu güzellikle tanışma imkanı da elde edebilirim diyerek yazıma son veriyorum.Hiç vakit kaybetmeden alın ve okuyun :)
Keyifli pazarlar sevgiler :)

ARKA KAPAK
Fatih'te iki yanında cumbalı ahşap evlerin dizili olduğu eski bir Osmanlı sokağında orta halli bir ailenin kızı, tesadüfler sonucu adım attığı sinema dünyasında yıllar boyunca hep zirvede kalmayı başarır...

Bir masal cümlesi gibi görünen bu sözler aslında bir gerçektir; Türkan Şoray'ın gerçek hayatı...

Bugüne kadar birçok yazar tarafından şu ya da bu yönüyle anlatılan, yazılan bu benzersiz hayat, bizzat o hayatı yaşayan, o hayatın sahibi tarafından kaleme alındı: Türkan Şoray / Sinemam ve Ben

"Fatih'te bir yangın sahnesi çekiyorduk. Kenan Artun başroldeydi. Bir yığın izleyici toplanmıştı çevremizde. Aralarından bir kız yaklaştı yanımıza. Okul önlüklüydü. 14-15 yaşlarındaydı. Kenan'dan imzalı resim istedi. İşte o kız Türkan Şoray'dı."

Memduh Ün'ün hatıralarında söz ettiği o okul önlüklü kız, çok değil bir yıl sonra Yeşilçam dünyasına girer ve birkaç yıl içinde ismini afişlerin en üstüne yazdırmayı başarır.Sonrası, sonu olmayan bir başarı hikayesidir...

Türkan Şoray'ın 60'lı yılların melodramlarından 70'li yılların toplumsal gerçekçi filmlerine evrilen, ardından gelen sinemadaki büyük krizi atlatıp kadının özgürleşmesinin sembolü olacak filmlere uzanan sinema hayatı, aynı zamanda Türk sinemasının tarihine de ışık tutan birinci elden tanıklık özelliği taşıyor.

Sinemam ve Ben'de, setteki ilk gününü, "Yaptığım işin ne kadar önemli olduğunun farkında değilim; hiçbir sorumluluk hissetmiyorum. Başarılı veya başarısız olmak gibi hiçbir endişem, korkum, hırsım, hedefim yok. Bu yüzden kameranın önünde hiç heyecanlanmadan, rahat, içgüdüsel yeteneğimle, rolümü canlandırıyorum. Rol yapmıyorum, o gün kamera önünde benden yapmamı istedikleri, benim için sanki gündelik yaşamda yaşadıklarım gibi geliyor" sözleriyle anlatıyor Türkan Şoray... Sonraki yıllarda sinemada canlandırdığı 200'ün üzerinde kadın karakterle Anadolu insanının sanki "aileden biri" olarak gördüğü, erkeğiyle, kadınıyla bağrına bastığı Şoray, bu yanıyla hiç kuşkusuz bizlerin hayatında bir "sinema yıldızı"ndan çok daha fazla şeyi temsil ediyor.

Sinemam ve Ben, büyük yıldızın sadece sinema hayatı değil; "Türkan Şoray imgesi"nin gerisindeki insanı, dertlerine, zaaflarına, sevinçlerine, pişmanlıklarına kadar tanıyacağımız açık sözlü bir anlatım...

Sinemam ve Ben, Türkan Şoray'ı Türkan Şoray'dan dinlediğimiz ilk kitap...

9 yorum:

  1. ben de istiyorum bu kitabı okumak , madem sen güzel de diyorsun o zaman okumak şart:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kesinlikle oku canım :)

      Sil
    2. Bak ne dicem..Bugün Beşiktaş çarşıdaki kitabevinde gördüm..Okuduğun kitap ile ilgili 5 ocaktı sanırım(cumartesi günü)imza günü var..İstanbul yakınlarında isen bilgin olsun istedim canım :):)

      Sil
  2. Sultan bi tanedir.:):) severim kendilerini :)

    YanıtlaSil
  3. iremcim merhaba.
    Hediyeleşmede eşleşmişiz. Bir kitap severle eşleştiğim için çok mutlu oldum. mail attım ama mailim geri döndü.
    Bana adresini gönderirsen çok memnun olurum.
    Yarın ya da salı günü paketini göndereceğim.

    Sevgilerimle; Zeynep
    zeynep.ozmenunlu@gmail.com

    YanıtlaSil
  4. Merakla okumak istiyorum bu kitabı:)Tanıtım için teşekkürler.

    YanıtlaSil