6 Temmuz 2014 Pazar

Haziran Ayında Okunanlar Ve İzlenilenler :)



Eveeeett gelelim haziran okumalarına :)
Aynadaki Göz sevgili yazar Kezban Şahin Taysun'un adıma imzalı gönderdiği kitabı oldu bana.Çok çok güzeldi yine.Kendisini 2013 Tüyap kitap fuarında tanımıştım.Çok mütevazi ve iyi bir insandı.Bloggerlara da çok değer veriyor kendisi :) Yine kadınlarla ilgili kadınları anlatan bir öykü kitabıydı okuduğum.İçinde kendimden çok şeyler bulduğum.Bir sonraki kitabınızı merakla bekliyor olacağım :)
İkinci okuduğum kitap yine blogger arkadaşım ve kitap dostum sevgili Pinnucia'nın hediyesiydi.2012 yılında kendisinin blogunda yaptığı çekilişte Deniz İrfan'ın imzalı kitabını gönderecekti.Ben de katılmıştım ama bana çıkmamıştı.Ama kendisi çok ince düşünmüştü ve bana doğum günü hediyesi olarak adıma imzalı göndermişti.Ben de 2 yıldır kütüphanemde olan bu romanı ancak okuyabildim ve bu derece geç kaldığıma çok üzüldüm.Çünkü çok akıcı ve güzel bir romandı.Sonunda hadi beee dediğim ters köşeye düştüğüm bir roman oldu.Romanın ortalarında kitaba neden Buğday Kokusu adı verdiliğini anlıyorsunuz.Deniz beyin Yedi Sekiz adında bir romanı daha var.Henüz edinmedim ama en kısa zamanda onu da alıp okuyacağım ve dört gözle 3.kitabını bekliyor olacağım :)
Haziranda okuduğum kitaplar arasında mektuplar da vardı.Mektup okumayı çok seviyorum.İçinde yaşanmışlıklar barındırdığı için ayrı bir güzellik ayrı bir anlam taşıyor benim için.Hele de Tezer Özlü'nün mektuplarıysa...Tezer Özlü'den Leyla Erbil'e mektuplar uzun süredir basımı olmayan kitaptı.Çok sevdiğim bir kitap dostum Şulem bana kitapyurdunda satışa sunulduğunu söyleyince hemen aldım.Üstelik başka yerlerde 100tl gibi fiyatlardayken ben 5tlye almış oldum.Yanına da Her Şeyin Sonundayım'ı da ekledim.Çok güzel oldu.Buradan canım Şulem'e çok teşekkür ediyorum.Artık tüm Tezer Özlü kitaplarını okudum sayılır.Son 2 tane kaldı.Onları da alıp okuyunca paylaşacağım sizlerle :)
Kağıttan Kentler John Greenden okuduğum 3.kitap oldu.Açıkçası kitaba pek adapte olamadım.Sırf meraktan alıp okudum ama ne anlattığı konusunda pek fikrim yok.Çünkü çok ergen diliyle yazılmıştı.Sevemedim.Alaska'nın Peşinde de aynı şekilde oldu.Aldım ve sırf kütüphanemde okunmayı bekliyor diye okudum ama yok hayır.Biz Green ile anlaşamadık.Aynı Yıldızın Altında'dan sonra o tadı bulamıyorum.Ki zaten o kitabı da pek sevememiştim.Filmi nasıldır henüz bilmiyorum.Son olarak İlk Aşk kitabını da belki bu kez güzeldir diye alıp okudum ama ıııhhhh...Sadece kitabın başrol karakteriyle benzer noktalarımız olduğunu gördüm o kadar.Açıkçası John Green pek de tavsiye edeceğim bir yazar olmayacak.
Ozanser Uğurlu'yu bana ilk olarak hediye ettiği kitabıyla sanırım adı "Bütün Erkekler Aynı" idi.Onunla tanımıştım.Sonrasında kendisiyle ayrıldığımız için kitabı da başkasına vermiştim.Yine bu kitabı da bana sevgili kitap dostum Sinemden hediye oldu.Hem de adıma imzalı bir kitap ve kendisinin el emeği ayracıyla beraber :)Kitabı 2 günde bitirdim çünkü çok heyecanlıydı.Sonunu farklı bekliyordum ama yine de çok hoşuma giden bir roman oldu.Kitabımızdaki karakter hem evli ama evliliğinden önce yaşamış olduğu bir ilişkiyi hala unutmamamış bir karakter.Bir ara eşiyle ayrılığın eşiğine de gelseler yine de her şey bir şekilde düzeldi.Okurken neredeyse çekirdek çitleyebilirdim o derece :) Tavsiye ederim.Ve buradan canım arkadaşım Sinem'e tekrar teşekkür ederim :)




Tam yazıma son verecektim ki bilgisayarımı karıştırırken nisan ayında okuduğum bu kitapları yazmayı unutmuş olduğumu fark ettim.Hemen kısacası onları da yazıp filmlere geçiş yapacağım :)
Evvel Otel-Saklı Ayfer Tunç'un çok sevdiğim bir öykü kitabı oldu.Zaten Ayfer Tunç ne yazsa okurum dediğim yazarlardan.O bakımdan her kitabını buldukça alıp okuyorum.Bu öykü kitabını da okumadıysanız tavsiye ederim.İçinde sizleri etkşleyecek çok güzel öyküler bulunmakta.
Canım Aliye Ruhum Filiz..Sabahattim Alin'nin kızı Filiz'e ve eşi Aliye hanıma yazdığı mektuplardan oluşuyor.Mektup okumayı sevdiğimi zaten söylemiştim.Bu da kitap ağacı dostlarımla kitap fidanı yaparak okuduğumuz bir eserdi.Mutlaka okuyun derim.
Son olarak Nahit Hanım'a yazmış olduğu mektuplarıyla Orhan Veli var...Bu kitabı da yine kitap ağacı dostlarımla kitap fidanı yaparak 23 nisanda okumuştuk.Eser iki şekilde basılmış yky yayınlarında.Bendeki 35 tl ve içinde mektupların nüshaları da var.Bir de 10tl değerinde karton kapaklı olarak var.Ben nedense mektupların kendisi de olsun isterim hep o bakımdan bunu tercih ettim.Okurken Nahit hanıma çok kızmıştım.Ama bir yandan da onu da haklı buluyorsunuz.Çünkü kendisi evli bir bayandı...Tavsiye ederim efenim muhakkak okuyun :)
Allah De Ötesini Bırak..Bence fenomen olmuş bir kitap kendisi.Okumayan kalmamıştır sanırım.Maneviyata iyi gelen güzel bir eserdi.Her şeyin yaradandan geldiğini,gerekeni yaptıktan sonra gerisini yaradan bırakmamız gerektiğini anlatan huzurlu bir kitaptı.Devamlarını sonrasında okur muyum henüz karar vermiş değilim.
Baharda Yine Geliriz Barış Bıçakçı'dan okuduğum ikinci roman oldu.Ankarada geçen roman çeşitli karakterlerle beslenmiş ve güzel kurgulanmış yalın dilli...Çok sevdim ben Bıçakçı'nın tarzını.Kendisini okumaya devam edeceğim :)

Gelelim filmlere...



Haziranda çok fazla film izlemedim çünkü genelde romanlara ve dizilere sarmıştım.Ama yine de araya 2 tane film sıkıştırabilmiştim.
Maleficent yani dilimize Malefiz olarak çevrilmiş.En başta ben buna bir anlam veremedim.Yani illa her şeyi türkçeleştirmemiz mi gerekiyor? Malefiz ve Maleficent birbirinden anlamsız olmuş.Filmde Angelina Jolie ilk başta iyilik perisiydi.Sonrasında aldatılınca kötü cadıya dönüştü.Uyuyan Güzeli lanetledi fakat lanetini yumuşattı.Buraya kadar her şey güzel tamam.Tam uyuyan güzel masalıydı.Ama sonrasında cadının prensesi hep kollaması,koruması ve filmin durağanlığı açıkçası beni baydı.Belki beklentim daha fazlaydı o yüzden sanırım ben bu masalı sevmedim.Genelde izleyen herkes çok beğenmiş ama ben beğenmedim.Acaba sorun bende mi? :P
Haziranın son filmi Walk Of Shame/ Hayatımın En Kötü Gecesi..Ülkemizde henüz gösterimde değilken netten izlediğim bir filmdi bu film.Çok eğlenceliydi.Tam yazlık çerezlik.Baş karakterimiz Meghan spikerdir ve ünlüdür.Bir gece dağıtmaya karar verir her şey bu geceden sonra başlar.Başına gelmeyen kalmaz.Hatta bazı yerlerde ah keşke şu ekrandan kadına taksi parası verebilseydim dediğim oldu :D Bu tavsiye için blogger arkadaşım Cyristalla teşekkürler :)
Yanısıra 3 tane yabancı dizi izledim ve sezon finallerini yaptım.3ü de komedi dizisiydi.Çok eğlenceliydi.



2 Broke Grils canım arkadaşım Cansum'un tavsiyesiydi.Caroline yani sarışın olan Amerikanın sayılı zengin ailelerindenken babası bir anda dolandırıcılık suçuna bulaşmış ve iflası çekmiştir.Caroline ve Max'in yolları kesişir ve ev arkadaşı olurlar.Ama her bölümde öyle komik şeyler yaşarlar ki bir oturuşta 5 bölüm peşpeşe izleyebiliyorsunuz :D Dizi sezon finali yaptı ve 4.sezonla geri dönecek :)
Baby Daddy de yine Cansumun tavsiyesiydi.Ben wheeler çapkındır.Kardeşi ile Tucker'ın evine yerleşirler ve beraber yaşarlar.Ben sarhoş olduğu bir gece Angela adında bir kızla beraber olmuştur ve o geceden bir kızı olmuştur.Adı Emma :) dizi o kadar şirindi ki sezon finali yaptığında boşluğa düştüm resmen.İzlemediyseniz şiddetle tavsiye ederim :)
Son olarak bu dizi de bence bir fenomen oldu tam 7 sezondur.The Big Bang Theory :) 4 bilim adamı arkadaşın başından geçenler o kadar komik ki yine peşpeşe 5 bölüm sıkılmadan izleyebilirsiniz :)
Bu dizi sezon finali yaptığında da çok boşluğa düşmüştüm.Resmen cuma gecesi eğlencemdi benim.Şimdi yeni sezonu merakla bekliyorum :)
İşte benden bu kadar şimdilik hoşçakalın :) Umarım okurken sıkılmazsınız :)
Sevgiler

2 yorum:

  1. Canım beğenmene çok sevindim :) Ayrıca bloga geri dönmen çok sevindirici,keyifle okuyorum şimdi son yazılarını :))

    YanıtlaSil
  2. harikasın yaa , neler biriktirmiş bak :))
    Buğday kokusu'nu okumuş çok beğenmiştim ben de ;)
    yaz aylarında bu film ve kitap önerilerini almak süper oluyor :)

    YanıtlaSil