18 Mayıs 2013 Cumartesi

3 Kitap

 Bu kitap biteli nerdeyse 1 hafta olacak.Ama ben ancak yazmaya fırsat bulabiliyorum.Hem bu aralar blogumda fotoğraf yükleme sorunu yaşamaktayım.Çok zaman alıyor yüklemek.Benle aynı sorunu olan varsa yardım severek kabul edilir.Bunu da araya sıkıştırmış olayım :)
Neyse gelelim kitabımıza.Patti Smith'in daha önce Çoluk Çocuk adlı kitabını okumuş ve çok sevmiştim.Etkilemişti beni tarzı.Bu kitabı da çok sevdim.Zaten yine aynı tarz ve oldukça ince bir kitap.Oturulup okunduğunda 1 saatte bitebilir.Kendi çocukluğundan yola çıkarak yazmış bu kitabı.Tavsiye ederim.

ARKA KAPAK
“Bu kitapta yer alan her şey gerçek; aynen olduğu gibi yazıldı. Onu yazmak ölü toprağını üzerimden çekip aldı; umarım bir ölçüde okurun da içini nedensiz bir neşeyle doldurmayı başarır.” Patti Smith

Çoluk Çocuk ile gönülleri fetheden Patti Smith, bu küçük, adeta ışık saçan anı kitabında çocukluk yıllarına dönüyor ve yaşamının ilk kutsal deneyimlerini yeniden ziyaret ediyor. Anıları o denli canlı, o denli renkli, o denli parlak ki, çoğu kez gerçeküstünün eşiğinde dolanıyor. Hayalperestler, küçük bir kız çocuğunun hayalperestliğin anlamını ve uçuşan düşünceleri yakalayıp kurtarmanın sırrını keşfederek kendini bulma öyküsü. Çoluk Çocuk hiç bitmeseydi diyenler için...

"Çocukken ne mutluyuzdur. Işık, mantığın sesiyle nasıl da körelir. Bu hayatta taşı düşmüş yüzükler gibi dolanıyoruz.

Biten ikinci kitap da Tess ablanın tabiki :) Tessisz olmaz bilen bilir :) Kitabı ün akşam bitirdim.Yine bir Rizzoli&Isles serisinden.Ama sıralamada ben hata yapmışım.Daha önce Buz Gibi Soğuk'u okumuş ve paylaşmıştım eğer hatırlıyorsanız.İşte aslında onu en son okumalıymışım.Öncelik bu kitap ve ardından da Ruh Koleksiyoncusu olmalıymış.Benim okumam da böyle oldu artık yapacak bir şey yok :)
Kitabı sevdim.Yine sürükleyici yine harikaydı.Konu hakkında tüyo vermeyeceğim.Tavsiye ediyorum okuyunuz :)

ARKA KAPAK
Şeytan`ın varlığı bir gerçek. Şeytan caddelerde aramızda yürüyor. Ve Şeytan, sinsice aramıza karışıp şekilden şekile giriyor... Beacon Hill`de bir grup insan Şeytan`ı her yönüyle analiz etmeyi amaçlıyordu. Şeytan, bilimsel olarak açıklanabilir miydi? Fiziksel bir görünüşü var mıydı? İblisler yeryüzünde geziniyorlar mıydı? Tarihin karanlıkta kalan yönlerinin, açıklanamayan olay ve sembollerinin mistik cazibesine kapılan Mefisto Kulubü üyeleri şu teoriyi kanıtlamaya çalışıyordu: Şeytan aslında içimizde... Eşiklerine bırakılan dehşet verici ceset, birilerinin ya da "bir şey"in şehirde kendine kurban aramak için kol gezdiğinin açık bir işaretiydi. Kulüp üyelerinin kanıtlamaya uğraştıkları teori, artık onlar için büyük bir tehlike ve korku kaynağıydı. Bu acımasız katil aralarından biri olabilir miydi? Ya da istemeden Şeytan`ın gizlendiği karanlıktan çıkmasına mı yol açmışlardı. Bu kafa karıştırıcı ve sıradışı olayları derinlemesine araştıran Maura ve Jane kötülüğün kalbine doğru dönüşü olmayan, dehşet verici bir yolculuğa çıkarlar. Kariyerleri boyunca karşılaştıkları en sadist düşmanla yüz yüze gelmek üzeredirler. Üstelik bu düşman bir başlangıç yapmıştır, henüz...

Son kitap da bugün D&R'ın Can Yayınlarında başlatmış olduğu 5tl kampanyasından aldığım bir kitaptı.D&R'ın bu kampanyasıyla aşk yaşıyorum resmen :)
Konusu ilgimi çekti ve hemen aldım.Kendisi de onlardan olduğu halde zengin burjuvaların gerçek yüzünü ölürken görür ve neden öldüğü de meçhuldür.Kitap aynı zamanda bir üçlemenin başlangıcı niteliğinde.Diğer kitaplarını bulamadım.Aa en kısa zamanda onları da temin etmeye çalışacağım.
Şimdilik benden bu kadar.
Herkese iyi pazarlar sevgiler :)

ARKA KAPAK
' Bir Hanımefendinin Ölümü, gerçeğe çok yaklaştığım öykülerimden biri. Öykü kişilerini yakından diyebilirim. Bu uzun öykü 'Mektup' ve 'Pay Kavgası' adlı kitaplarımla bir üçleme oluşturuyor sanırım. Kitabın başkişisi Hanımefendi, kendisi de onlardan biri olmakla birlikte acımasız burjuva zenginlerinin son kurbanlarından. Hanımefendinin dramı, aile bireylerinin gerçek yüzlerini ölürken görebilmesi. Okuyunca göreceksiniz, öykünün sonu yok. Bir çok öykü ve romanda olduğu gibi. Bana kalırsa romanlarda, öykülerde, tıpkı yaşamda olduğu gibi bir son aramamak gerek. Ölümlerde de öyle. Ölümden sonra zincirdeki halkalar boşlukları yeniden birbirine bağlar ve Hanımefendinin ölümünde olduğu gibi yaşam sürer gider... Dünya çıkarların dünyası. Sevgisiz, acımasız, korkunç bir dünya. Hanımefendilerin çoğu da öyle. 'Değerli yazarımız Peride Celal, bir mektubunda Bir Hanımefendinin Ölümü adlı kitabıyla ilgili olarak bunları yazmıştı.




1 yorum: