5 Eylül 2013 Perşembe

3 Kitap Var burada Huhuuuu :))

Eveetttt yine 3 tane kitapla karşınızdayım doğru gördünüz :)) Aslında bu kitaplardan birini Temmuzda okumuştum.Üstelik deli gibi arayıp bulamadığım,en sonunda internetten alıp zevkle okuduğum bir kitap..
İskender Pala/Boğaziçindeki Mücevher Dolmabahçe Sarayı...


İnstagramda tanıştığım ve çok sevdiğim arkadaşım sevgili Cansum'da bu kitabı görmüştüm ilk olarak.Ve öyle güzel bir paragrafı paylaşmıştı ki ben bu kitabı daha önce nasıl almadım diye söylenip durmuştum.Aslında İskender Pala pek tercih ettiğim bir yazar değil.Ama bu eserini çok çok çok beğendim.Sizlerle hemen o paragrafı paylaşıyor ve bakalım sizde de aynı izlenimi oluşturacak mı?Bence her Türk insanı ondan etkilenir.

"Gün batımında bahçede kahvesini yudumlarken kapalı kapılarım ve pencerelerime baktı,baktı ve kelimesi kelimesine 'Güneşe hasret efsunlu bir güzel!' dedi.Sonraki yıllarda her gelişinde onu bir güneş diye istikbale çıktım...Güneşin koynumda battığı ve bir daha doğmadığı 10 Kasım sabahına kadar..."

Haydi siz de bu serüveni elinize alın ve Dolmabahçe Sarayını bazen kendisinden,bazen oradaki bir eşyadan  veya orada yaşamış cariyelerden dinleyin :) Çok seveceksiniz...

ARKA KAPAK

Bir saltanat sarayı. Osmanoğulları'nın miras bıraktığı görkemli mimari yapılardan biri. Bir saltanatın en görünür olduğu geçit alan. Sadece o değil. Kültür ve medeniyet yaşantısının renkten renge büründüğü "saray".

İçinde yaşayanların "mekânın poetikası"nı da çattıklarını görürüz orada, incelikle. Bütün eşya, mekân, ışık, ses gündelik hayatın sosyolojisi içinde insana ve eşyaya koşar. Çevresini aydınlattığı kadar kendi masalını da söyler.

İskender Pala, her sabah Boğaziçi'nin iki yakasından birinde Beylerbeyi'yle selamlaşan, İstanbul şiirinin en lirik mısrası gibi insanları yıllardır gözleyen bir saraydan, Dolmabahçe Sarayı'ndan sesleniyor. Dolmabahçe Sarayı'nın, yani "Boğaziçi'ndeki Mücevher"in kitabım, eşyaları konuşturarak, onların ağzından hikâye ediyor ve her gün önünden binlerce insanın geçip gittiği mekânın ruhuna ortak olmaya çağırıyor.
Okuyarak yaşamak, yaşarken yol almak için, bir kılavuz, kitaptan daha ötesi.

"Bazen bir çocuk, bazen bir cariye, bazen bir ruh veya mana. Onlar bir zamanlar sarayın kahramanıydılar ve şimdi sizinle konuşmak üzere hayata döndüler. İstiyoruz ki bu kitabın bölümleri size rehberlik edebilsin ve cümleler, yolculuklarınızı anlamlı kılsın, sonunda sizi bir sarayla buluştursun."


İkinci kitabım Grange'dan Siyah Kan idi...Bu kitap bana geçen sene bloglarda yapılan kitaplaşma etkinliğinde gelmişti bana.Koloni ve Kaiken'de sonra okuduğum 3.Grange oldu.Ve bu kitabı cici arkadaşlarım Cansum ve Zeynebimle yaptık.Tabi ki önce ben bitirdim :P Sizi geçtim işte nihahahah diye kötü kahkahamı da attıktan sonra devam edeyim :D
Sanırım gerçek Grange'ı bu kitapla tanımış oldum.Nasıl bir kurgu nasıl bir gerilimdi hala etkisindeyim.En güzel kitabının  olduğu söylenirdi.Bence son derece haklı bunu söyleyen herkes.Şunu söyleyebilirim ki yazar beni son anda ters köşeye yatırdı.Şok ve "baba geliyor saklan" ifadesinin dehşeti içinde bitirmiş oldum.Çok çok iyi bir kitaptı.Yer yer midem bulanmadı değil ama yine de değerdi.Eğer hala okumadıysanız ve Grange ile tanışmadıysanız başlangıcı Siyah Kan ile yapmanızı öneririm.

ARKA KAPAK
 Güneydoğu Asya'da, Yengeç Dönencesi ile Ekvator çizgisi arasında bir yerlerde bir yol vardır. Siyah kanla çizilmiş bir yol. Korkunun ve ölümün hakim olduğu bir yol.

Paris. İlk temas. Kuala Lumpur. Hayat Yolu. Uçuşan ve Çoğalan. Sonsuzluğun İşaretleri. Kamboçya. Bal ve Fresk. Tayland. Arınma Odası. Dünyadan soyutlanmış bu mekanda neler olduğunu anlayacaksınız! Bangkok. Gerçeğin Rengi aynı zamanda Yalanın da Rengi'dir! Ve Paris. Her şey sona ermedi, yeni başlıyor.

ÇABUK SAKLAN, BABA GELİYOR!


Son kitabımı bitireli yarım saat filan oldu galiba.Çok eğlenerek okuduğum bir kitaptı.D&Rın indiriminden faydalanıp aldığım bir kitaptı.Biraz da manidar ismi beni cezbetti sanırım.(Kendim de bir zamanlar terk edildiğim için)
Ama terk edilen bir erkek burada.Ve onun tuttuğu günlükte sevgilisini ger kazanmak için gösterdiği çabayı,yaşadığı değişimi okurken hem etkilendim hem çok eğlendim.İnsan ne kadar terk edilmiş olsa da,ne kadar eksikleri de olsa eğer bunu telafi edebiliyorsa,kendini bırakmamalı ve karşısındakine ne kaybettiğini göstermeli diye düşündüm okurken.Bana çok iyi geldi kısacası.Tavsiye ederim. Alıp okuyun.Terk edilmiş olsanız da olmasanız da :)
sevgiler...

ARKA KAPAK
Sorun bende değil sende!
Bomboş bir ev...
Gardıroptaki boş askılar...
Kısa bir veda mektubu...

On yıllık kız arkadaşı Jane arkasında sadece bir mektup bırakıp Edward'ı terk etti. Pılısını pırtısını toplayıp olabilecek en uzak yere, Tibet'e gitti. Ona yazdığı mektupta "Sen kendini bıraktın, ben de seni bırakıyorum" diyordu. Edward'ın önünde zorlu bir süreç var şimdi.

Üç ay sonra Jane geri döndüğünde onu -eğer mümkünse- yeniden kazanmak için Bay Doğru'ya dönüşmesi gerekiyor. Spordan diyete, cilt bakımından son moda trendi giysilere her şeye razı, her şeyi yapmaya da... Yeter ki Jane'in karşı koyamayacağı bir erkeğe dönüşebilsin. Yeter ki kaybettiği aşkı yeniden kazanabilsin.



5 yorum:

  1. Gerçekten sırf o pargrafın hatırına bile o kitap okunur. İskender Pala'nın tarzını sevmem ama Dolmabahçe Sarayı konu olunca okumam gerek diye düşündüm. Grange'nin bütün kitapları öyle. Mutlaka okuru kitaba kitlemeyi başarıyor. Kutluyorum seni bu kitap paylaşımları için.

    YanıtlaSil
  2. ilk kitabın için o paragraf beni de cezbetti bende alıp okumalıyım bu kitabı dedim.

    İkinci kitabın ilk Kaikenden sonra farkında olmadan içimdeki polisisye gerilimci bir Grange daha okur demiştim sanırım ikincisi bu olucak:))

    veeeeeee
    en önemli yorumum
    çok merak ettiğim şu kitaba hala bulup almış değilim ama adı beni de cezbetti hoş terkedilenin erkek olması önce biraz hevesimi kırsa da
    kızın terketme biçimi hakkında yazdıklarına Holden cevabı vermek istiyorum BİTTİM:)))

    Sen kendini bıraktın, ben de seni bırakıyorum
    WHOOOOOOOOO:))))

    YanıtlaSil
  3. YAPMA BUNU İREM YAPMAAAA:) Listemdeki kitapları eritemeden yenilerini aldırtma banaaaa :) paylaşım için teşekkürler..

    YanıtlaSil
  4. Kitaplardan bahsetmek süper olmuş, bir sürü kitaplarım var, beni de heveslendirdin :)

    YanıtlaSil
  5. rek edildimi çok merak ediyorum :) bu arada blogumda bir çekiliş var canım beklerim :)

    YanıtlaSil