2 Kasım 2013 Cumartesi

Ahmet Ümit-Beyoğlu'nun En Güzel Abisi


İyi akşamlar sevgili kitapkurtları :)))
Yine güzel bir kitap bitti bu sabah.Ama ben yazısını ancak yazabiliyorum çünkü bugün çok sevdiğim bir arkadaşım bana geldi.Bolca gülüştük,yedik içtik ve konuştuk :)
Yine bir Nevzat komiser romanı ile karşı karşıyayız.Zaten Ahmet Ümit'in tarzını,romanlarını bilenler onu çok severek okur ve deli gibi takip ederler.Biz de uzun zamandır bekliyorduk bu kitabın çıkmasını.Çıktıktan 3 gün sonra annem aldı getirdi.İlk 4 gün okuyamadım.Sonra okudum ve 6 gün içinde bitirdim.Cinayetler,aşklar,yaşamlar..Her şey bir aradaydı yine bu kitapta.Konusuna çok fazla değinmek istemiyorum.Çünkü çok yeni bir kitap ve okumayanlara spoiler olsun istemedim.Eğer sizler de Ahmet Ümit'i seviyorsanız kaçırmayın derim.İnşallah bir aksilik çıkmazsa 9 Kasımda da kendisiyle Tüyapta tanışma şansı bulacağım.Çok çok güzel bir cumartesi ben ve kitapdostlarımı beklemekte.Şimdiden çok sabırsızlanıyoruz :D
Benden şimdilik bu kadar.Kendinize çok iyi bakın.Kitapla ve sevgiyle kalın :)

ARKA KAPAK

Yılbaşı gecesi işlenen bir cinayet... Tarlabaşı'nın arka sokaklarında bulunan bir erkek cesedi. Öldürülmüş erkeklerin en yakışıklısı, belki de en kötüsü. Karanlık sırların ortaya çıkardığı utanç verici bir gerçek. Gururlarının kurbanı olmuş erkekler, onların hayatlarını yaşamak zorunda olan kadınlar. Bu cinayetler yatağında, bu kötülükler bahçesinde, bu insan eti satılan can pazarında masumiyetini korumaya çalışan bir adam. Bir zamanlar İstanbul'un en gözde yeri olan Beyoğlu'nun hazin hikâyesi.

Karanlık... Soğuk havayla iyice ağırlaşan bir karanlık. Uzaklardan şarkılar geliyor kulağına, neşeli kadın çığlıkları, ayarını yitirmiş sarhoş naraları, biri küfrediyor belki ana avrat, belki ağlıyor biri hıçkıra hıçkıra, belki biri sessizce ölüyor bu gürültünün, bu hengâmenin ortasında. Umurunda değil. Hepsinden sıyrılmış, sadece öfke...

Nereye gittiğini bilmeden yürüyor, nefret tarafından kuşatılmış olarak. Kıskançlık denen o canavar, çelikten pençesine almış yüreğini, habire sıkıyor. "Kadınlar," diyor bir ses zihninin derinliklerinden... "Kadınlar, onlarla oynayamazsın... Oynadığını zannedersin ama bir de bakmışsın, asıl oyuncak sen olmuşsun." Hayatına giren kadınların yüzleri beliriyor sokağın zemininde. Birer birer düşüyor görüntüleri ayaklarının dibine. Hepsinin boynu bükük, hepsinin gözlerinde keder. Hepsi üzgün... Aldırmıyor, bir su birikintisiymiş gibi basıp geçiyor üzerlerinden ama yeniden düşüyor görüntüler zemine. "Kadınlar," diyor o ses yine, "Kadınlardan asla kurtulamazsın, hayaletleri hayatın boyunca seni takip eder."

5 yorum:

  1. Bu kitabını ilk defa duydum:)Tanıtım için teşekkürler.

    YanıtlaSil
  2. kitap kardeşliği de bu ay ahmet ümit okuyordu
    ve ben ne yazık ki bu ay katılamadımm
    iyi okumalar iremcim yine okum ahızından hiçbirşey kaybetmiyorsunnn:)

    YanıtlaSil
  3. keyifli okumaların olsun inş

    YanıtlaSil
  4. Aynı heyecanla bekliyordum kitabı İrem, okudum çok beğendim..Ahmet Ümit'e sevgi ve selamlar :) Ben de paylaşamadım bitirdiğim halde ;)

    YanıtlaSil
  5. Sırada bekliyor çünkü Hakan Günday'ın DAHA'sı var elimde o da muhteşem, sevgiler canım :)

    YanıtlaSil