6 Nisan 2014 Pazar

Şebnem İşigüzel-Venüs / Şebnem Burcuoğlu-Kocan Kadar Konuş


Venüs nisan ayının ilk kitabı oldu benim için.Ve Şebnem İşigüzel'in 2.romanı.fotoğrafın geri kalanında da nisan ayı okuma planımı görmektesiniz onu da dipnot olarak belirteyim.Neyse gelelim romanımıza.Ben bu romanı annemin isteği ile İzmir tatilimizin son gününde almıştım.Başlamadan önce çok hevesliydim.Ama okurken bir türlü adapte olamadım sevemedim.Yazar aynı anda çok şey anlatmaya çalışmış sanki.Oradan oraya atlıyor.Bir türlü anlayamadım.Okuyup okumamak size kalmış.

ARKA KAPAK

"İçimizde toprağın altında saklanan tohumlar gibi hisler, marifetler mevcuttur. Atalarımızdan bize sirayet eden huylar, hastalıklar, renkler ve türlü türlü şeyler gibi. Bazı şeyler kanla geçer. Bazı şeyler hisle. Kanla geçenlerden ziyade hisle geçenler mühimdir. Zira insan kanıyla canıyla değil hisleriyle vardır. Hisleriniz, hissettikleriniz ayakta tutar sizi."

Üzerine II. Abdülhamit'in gölgesi düşmüş, tedirginlikle dalgalanan İstanbul'da karşılıyor bizi Venüs. Önce doğuyla batının tam ortasında, Boğaz suları üzerindeki bir sandalda gözlerini dünyaya açan kahramanımızla tanışıyoruz. Bize 1908'de başlayan yaşamöyküsünü anlatıyor, anlatmalara oyamıyor. Doğumda ölen anne; oğlu değil de kızı oldu diye üzülen baba; aşkı, cinselliği, kendisini, erkekleri çok seven Şekina Hala. Ha bir de Nergis Kadın var ! Ailenin yedi kuşak hizmetkârı. "Bir ailede bir kişinin gördüğünü yedi göbek ötesi görürmüş," diyen kahramanlarımızın izinde, köle avcılarının kol gezdiği Mısır'dan 1589 yılının büyülü İstanbul'una ve esrarlı saray hayatına duman gibi süzülüyoruz. Tatlı, muzip ama bir o kadar da hüzünlü ve kederli kahramanımızın ağzından, bir ailenin en mahrem sırlarına, eğlencelerine, kederlerine ve hayal kırıklıklarına tanık oluyoruz. Aşk, evlilik, aile hayatı, cinnet halleri, kadınlık, annelik, arzular, insanın ta kendisi... Kahramanların kendi kafalarına göre çalıp oynadıkları, coşku dolu, müzikal bir roman bu. Kulağınızın dibinde gül lokumu kokulu, ılık bir nefes anlattıkça anlatıyor... Şebnem İşigüzel en şeker şurup, en iyimser romanını kaleme alarak okurunu yine şaşırtıyor.




Uzun zamandır bir kitapta böyle kendimden bir şeyler bulduğumu hatırlamıyorum.Çok eğlenceli ve akıcı bir kitaptı.Haa edebi bir eser mi hayır.Ama tam kafam dağılsın eğlenceli bir şeyler okuyayım diyorsanız işte aradığını kan budur efenim.Yazarın ilk kitabı bu.Aslında almaya hiç niyetim yoktu çünkü zaten evde 150ye yakın kitabım var okunacak.Ama o kadar çok söylendi ki artık dayanamadım.Daha dün aldım ama hemen bu akşam bitiverdi.Kitabımızın esas kızı olan Efsun'u siz de çok seveceksiniz.Ve eğer 30 yaşınızda,bekarsanız hah işte bu tam da sizi anlatıyor.Ben henüz 30 değilim daha 3 yılım var ama bu kadar mı olur dedim yani :D
Hoş ben ailesi yada arkadaşları tarafından e hadi artık evlen diye baskı gören biri değilim ama yine de hah bu benim işte dedim :D
Kısacası tavsiye edilir efenim.Herkese sendromsuz bir pazartesi dilerim.İyi geceler :))

 

2 yorum:

  1. Bu akşam pek çalışkanıız,nazar değmesiin :) Kocan Kadar Konuş'u çok merak ediyoruum.

    YanıtlaSil
  2. kocan kadar konuşu ben de çok merak etmiştim yaza alırım mutlaka
    kapağıda pek ilgimi çekmişti doğrusu:)

    YanıtlaSil