6 Temmuz 2014 Pazar

Mayıs Ayında Okunanlar ve İzlenilenler :)

Herkese koskocaman bir merhabaaa :)))))
Bloguma en son giriş yaptığım tarihi görünce gözlerim bir pörtlemedi değil hani.Napmışım ben yeaaa oldum birden.O kadar yoğun bir okul dönemi geçirdik ki hangi ara okul başladı hangi ara bitti anlayamadık.Bir baktım ki okul bitti,benim Gökkuşaklarım mezun oldu...Tabi onları mezun ederken içim kan ağladı,ağlamaktan gözlerim şişti,sınıfa uzun süre giremedim.Hatta çocuklarımı hala çok ama çok özlüyorum..Dilerim yeni okul hayatlarında çok mutlu ve başarılı olurlar ve yeni öğretmenleri onları çok sever ve onlar da çok sever.Ama tabi benim kadar olmasın :P Ben kıskanç bir öğretmenim çocuklarımı paylaşmakta sorun yaşıyorum :D :P



İşte gördükleriniz benim canım miniklerimdi :) Artık mini mini birler çalışkan ikiler olacaklar :)
Hayat sizlere sizler kadar güzel günler yaşatsın kuzularım benim sizi çok seviyorum ve hep seveceğim :)

Şimdiiii gelelim okunanlaraa....
Mayıs ayını şaka maka 9 tane kitapla kapatmışım.
İki Aşk Arasında Atatürk çok uzun zamandır kütüphanemde olan bir eserdi.Çom akıcı bir dilde yazılmıştı.Atatürk'ün hayatına girmiş olan Latife Hanımı ve Fikriye Hanım'ı anlatıyordu.Çok severek okudum.Okumak isteyen herkese tavsiye ederim.
Salçalı Ekmek ve Valizimde Gölgeler sevgili Serkan Koktay'dan okuduğum iki kitap oldu.Salçalı Ekmek kendisi tarafından adıma imzalıydı.Herk iki kitabı da çok beğendim.Hangisi daha güzel deseler şahsen ayırt edemem.Her ikisinin de damağımda bıraktığı tat ayrıydı.3.kitabınızı dört gözle bekliyorum Serkan Bey :)
Proje Ölümcül Virüs yine bir Tess Gerritsen kitabı oldu.Akıcıydı yine.Ama bir Rizzoli&Isles gibi değil tabi.Yine de tavsiye edilir dostlar.Eminim severek okuyacaksınız :)
Zarafet Audrey Hepburn'un Hayatı çok güzel bir biyografik kitaptı.Audrey Hepburn'u zaten çok severim.Onunla ilgili bir kitap olunca almadan edememiştim.Tam da onun doğum gününde okumaya başlamıştım bilmeden.Çok güzel bir tesadüf oldu.Hem bundan sonra filmlerini izlerken haklarında ufak da olsa bilgim olacak :)
Son Kamelya sevgili Sarah Jio'nun dilimize çevrilmiş son kitabı.Bu kadının tarzı artık belli.İki hikaye var biri günümüzde biri geçmişte yaşanmış oluyor.Ortada tabi aşk ve gizem oluyor.Yine böyle bir romandı.Bu sefer nadir bulunan bir Kamelyanın çevresinde geçen bir olaylar örgüsüydü.Güzel olmasına güzel bir romandı.2 günde bitiverdi.Yazlık çerezlik kitap arıyorsanız Jio'nun kitapları doğru adres diye düşünüyorum.
Menekşe Kokulu kitaplar gerçekten mis gibi kokan bir kitapı benim için.Yanında hediye olan keçeli menekşe kitap ayracı çok ciciydi.Hala kitap müthis kokuyor kütüphanemde.Çeşitli kısa hikayelerden oluşan bir kitaptı.Çoğunluk da bilinen hikayelerdi aslında.Şimdi devamı papatya kokulu hikayeler piyasada.Yine çerezlik yazlık tatil kitabı arıyorsanız işte budur derim size.
Anne Frank'in Günlüğü..Ahhh nasıl etkinlendiğim bir romandı...16 yaşında Anne Frank..Nazi döneminde yaşamış küçük bir yahudi kızı.O dönemde yaşananları onun gözünden günlüğünün ışığında okuyorsunuz.Günlüğü yıllar sonra babası ve hayatta kalan diğer akrabaları yayımlanmasını sağlanmış.Aynı isimde birkaç filmi de var hatta.Tavsiye ederim.Tüyleri diken diken edebilecek bir roman.
12 Yıllık Esaret...Filmi hep görüyordum oscar zamanında ama bir türlü izlemeye elim gitmemişti.Çünkü herkesin kaldırabileceği türde bir film yada roman değil diye düşünüyorum.İnsanların sırf renginden dolayı yaşadıkları işkenceler,zulümler...yürek dayanacak cinsten değil.Ben ilk olarak okudum daha sonra izledim.Zaten olaylar gerçekten yaşanmış şeyler.Kurgu değil.Solomon Northup kendisi anlatmış.Eğer dayanırım diyorsanız okuyup ve izleyin derim.

Gelelim izlenen filmlere :)))



 

Anne Frank'in Günlüğü okuduktan sonra izlediğim bir film oldu.Nedense kitap kadar etkileyici bulmadım.Belki başka bir yapımda izlersem fikrim değişebilir.
Departures..sevgili blogger arkadaşım Cyristall'in blogunda görüp izlediğim çok enteresan bir filmdi.Cenazeleri hazırlama işinde çalışan bir kişinin yaşadıklarını anlatan etkileyici bir filmdi.Tavsiye ederim.
Nuh:Büyük Tufan...Böyle bir film...diyecek bir kelime bulmakta zorlanıyorum doğrusu.Çok çok ama çok etkinlenmiştim.Çok beğendim.Sinema salonundan çıktığımda uzun süre düşündüm,sorguladım.Her şey öyle güzel anlatılmıştı ki...Ve her şeyin yaradandan geldiği...Bunlar 3D olarak izlendiğinde daha da güzeldi tabi.Tek sevmediğim özellik türkçe dublaj olmasıydı.Ben nedense takıntılıyım bu konuda.Yabancı bir film izliyorsam illaki orijinal dilinde olacak.Dvdsi çıktı mı henüz bilmiyorum ama çıktığında hemen arşive konulacaktır.
Veronika Ölmek İstiyor ünlü yazar Paulo Coelho'nun aynı isimli romanından uyarlama bir filmdi.Romanı daha önce okumadım ama filmi çok çok beğendim.Daha sonra romanı da okurum belki bilmiyorum henüz.Ama film beni sonunda çok ters köşeye yatırdı ve şaşırttı.Tavsiye ederim.

İşte Mayıs ayından olanlar bunlardı efem :) Bir sonraki yazımda Haziranı okuyacaksınız.O zamana kadar hoşçakalın :)

2 yorum:

  1. evet yaz gelmiş İREM gelmiş hoş da gelmiş:)

    YanıtlaSil
  2. Departures gerçekten çok ilginç bir filmdi :) Arayı bir daha bu kadar açma İreem :))

    YanıtlaSil